Türk ulusunu yerin dibine batıran onu dünyada akla gelebilecek her türlü kötülükle suçlayan ülkemizin insanları hikâyeler yazmayı bırakıp Anadolu'da küçük bir yolculuğa çıksalar iyi ederler. 'Şeytan betimlendiği kadar kara değildir' diyen eski bir atasözü vardır. Kendilerini Hıristiyan sayan yazarlar birçok konuda Anadolu'daki Türklerden ders alsalardı keşke...
Bu sözlerin sahibi 1876 yılında Üsküdar'dan yola çıkıp Kars'a kadar at sırtında Anadolu'da ilginç bir yolculuk yapan Frederick Burnaby.
Rus-Osmanlı harbinin arifesinde Osmanlı'da yaşayan halkların birbiriyle olan ilişkisini ve Müslümanların Hıristiyanlara eziyet ettikleri söylentilerinin aslını araştıran Burnaby Türk Ermeni Çerkez Kürt ve Yezidi'lerin yaşamlarına fikirlerine ve birbirleriyle ilişkilerine yakından tanık olduktan sonra ortaya koyduğu ve bir seyahat kitabının çok ötesine geçen bu kitapta dönemin bir panoramasını çizerken Anadolu halklarının tarafsız bir portresini de çıkarıyor ve modernleşmenin Osmanlı'ya ne kadar nüfuz edebildiğini gösteriyor.