Mahmut Aziz unutulmanın hüznünü yansıtan günlüğünü bir düşten uyanır gibi kapattı. Odaya akşamın loş aydınlığı dolmuştu. Gençlik yıllarında hayallerini taşıyan bulutlara baktı pencereden artık onu çağırmıyorlardı...
Hatıralar bir sonbahar bahçesinde savrulan yapraklar gibi başına üşüşüyordu. Rüzgâr hepsini alıp götürdü. İçinde yalnız her gün yeniden ölen Cemile'nin taze mezarı ve heder olmuş yılların buruk acısı kaldı...
Mahmut Aziz günlüğün kapağında kendisine gülümseyen küçük kızın soluk resmine daldı. Resim içinde uyuyan çocukla yer de-ğiştirdi. Yıllarca baktığı her yüzde onu aramıştı. Ama O Zaten Yoktu...