Aycın Esrârnâme'de ilk bakışta bize Keloğlan masalları anlatıyor. Ama ne yazdığı masal ne de anlattığı bildiğimiz Keloğlan. O masal dili ve kurgusuyla bize bizi insanoğlunu anlatıyor. Saf ve yalın bir Müslüman bakışla insanın iç çatışmalarını aldanışlarını tutkularını arayışlarını anlatıyor; dünyayı ve hayatı yorumluyor.
Daha da önemlisi bunu yaparken geleneksel bir anlatım biçiminin nasıl dönüştürülebileceğini nasıl yeniden üretilebileceğini; kimi geleneksel ve kültürel öğelerin simgesel değerlerinden yararlanarak nasıl iç içe geçmiş anlam katmanları oluşturulabileceğini büyük bir başarıyla gösteriyor.
Kısaca söylersek Esrârnâme geleneksel masal anlatım biçim ve yöntemlerinden yararlanılarak yazılmış çağdaş bir roman; uzun bir aradan sonra yapılmış yeni bir özgün deneme.
Aycın'ın bu denemesinin gereken ilgiyi göreceğini Esrârnâme'nin Muhayyelât ve A'mâk-ı Hayâl gibi tek ü tenha kalmayacağını ummak her şeye karşın aşırı bir beklenti olmayacaktır. (N. Ahmet Özalp'in kitaba yazdığı Sunuş'tan)