Yoksa bu okuduğum kitaplardan gördüğüm resimlerden bende kalan bir iz miydi? Benim yaşamımla ilgisi olmayan. Bir yazarın betimlediği ya da bir çizerin boyadığı? Benim olmayan bir gerçek. Benim olmasını (belki) istediğim bir gerçek. Bu geminin üstünde doğup büyümüş olmayı buradan bu gemiden ve denizle gökten başka bir yeri görmemiş yaşamamış olmayı yediremeğim için mi bu düşü kuruyordum; yoksa bir başka yaşam bir başka geçmiş mi arıyordum kendime? Bilmiyorum..
Ferit Edgü'nün 1979'da Sait Faik Hikâye Armağanı'na değer görülen Bir Gemide'si 1960'lar ve 1970'lerin başında kaleme alınmış sekiz öyküden oluşuyor. Yayımlandığı yıl edebiyat dünyamızda geniş yankılar uyandıran Bir Gemide için yazar Tolstoy'un Savaş ve Barış romanından bir cümleye not düşmeden edememişti: Bir gemide toplumsal ve bireysel felaketlerle dolu günler yaşıyoruz.
Edgü'nün öylesi günlerden yola çıkarak yazdıkları yazınsal ve evrensel bir kalıcılığa ulaşıyor. Bir Gemide eleştirmen Füsun Akatlı'nın deyişiyle "umutsuzlukta açılan bu delikten ve ışık sızdıran bu tek iletişim odağından kalemini çıkarıp yazarak uyarmaya yönelen" bir yazarın öyküleri.