Ben minimal öykülerimde her şeyden önce 'olay'ı önemsiyorum. Ama benim 'olay'larım gözümün gördüğü olaylar değil. Çünkü ben kendini bir tanık yazar görenlerden değilim. Olayları gözlerimi kapadığımda daha iyi görüyorum. Yıllar önce söylediğim gibi düş ile gerçek koşut gidiyor yazdıklarımda. Peki niçin minimal diye sorulacak olursa yalınlığa daha çok yalınlığa artık hiçbir fazlalığı içinde barındırmayan yapıya ulaşmak için diyebilirim...
Ferit Edgü'nün ilk kez 2000'de yayınlanan İşte Deniz Maria'sında kökleri 1960'lara giden öykü anlayışının ürünlerinden 1990'larda boy veren minimalist anlayışının çok kısa öykülerine uzanan bir yazarlık serüvenini izlemek olası. Tıpkı heykelcinin mermerin içinde saklı biçime ulaşmaya çalışması gibi "dil"in içindeki cevhere ulaşmaya çalışıyor Edgü. Durmadan ayıklayarak arındırarak...