Antik Mısır'ın Modern Çağda Süren YaşamıMısır sanatı tarihin en parlak örneğinde izleme imkanı bulabildiğimiz ebedi bir medeniyetinin izlerindendir. Bu derili belirgin ve zengin kalıntılar halinde insanlığa miras kalabilmiş çekiciliğinin ve devamlılığını koruyan ikinci bir antik uygarlık yok-. tur. Bunda Yunan ve Roma gibi; büyük miras birikimiyle öne çıkan diğer antik uygarlıkların Mısır'ın birikimini aktarmış kullanmış ve dönüştürmüş olmasının da kuşkusuz büyük payı vardır. Perihan Sadıkoğlu'nun kitabının önemi ve Mısır'ı ele almasının çok yerinde bir seçim oluşu da bu tarihsel gerçekle doğrudan bağlantılıdır.Sadıkoğlu'nun çalışması Mısır'ı tarihi genel gelişim süreci içinde kronolojik veriler demetiyle ele almanın ötesinde mistik kökleri olan zengin dini birikim ve sanat alanında meydana getirilen devasa eserlerdeki ipuçlarından yola çıkarak hem Mısır uygarlığının sosyo-kültürel yapısını ortaya koyuyor hem de bu uygarlığın derinlikli boyutlarıyla başka büyük uygarlıklara nüfuz edip farklı formlar kazanarak varolmaya devam ettiğine dikkatimizi çekiyor.Mısır'ın büyük bir insanlık mirası olarak değerlendirilebilecek "Ölüler Kitabı" Antik Yunan'daki Platonculuk'a Tapınak Şövalyeleri aracılığıyla Hıristiyan Panteizmine dayanmaktadır. Kutsal haçın ankha ve masumiyet sembolü Meryem'le kucağındaki tanrısal bebek İsa İkonunun Mısır Tanrıçası İsis'le ve oğlu Horus ikilisinin oluşturduğu imgeye uzanan kökleri vardır. Bir çok toplumda yaygın bir inanışı ifade eden nazar ve göz değmesine karşı koruyucu olacağına inanılan nazar boncuklarına da esin kaynağı olmuştur. Mavi zemin üzerinde büyük bir sürmeli badem gözle simgelenen Horus'un gözünün nazar boncuklarında da bulunduğu gerçeği Mısır kültürü ve medeniyetini cazip kıldığı kadar Sadıkoğlu'nun çalışmasını da ziyadesiyle ilgi çekici kılıyor.Ve nihayet günümüz sanatında ve modern çağ sanatçılarında Mısır uygarlığının uzantıları üzerinde yoğunlaşan Sadıkoğlu önümüze koyduğu ve sergilediği sanatsal ürün örneklemeleriyle Mısır uygarlığının halen yaşayan/yaşatılan boyutlarını belirlemiş oluyor. Hep olduğu gibi bir uygarlığa kalıcılık sağlayan yegane etkinlik sanattır. Sonuçta sonsuz bir varoluş adına mumyalama sanatını geliştiren ve bin yıllara meydan okuyan piramitler yanısıra ortaya koydukları devasa boyutlardaki eserlerle Yunan ve Roma sanatına kaynaklık eden bir uygarlığa kayıtsız kalınamayacağını yeniden kavramamızı sağlayan Sadıkoğlu'nun bu çok kapsamlı çalışması önemli bir araştırma olarak karşımıza çıkıyor