Esra Odman doğal olarak kadın duyarlıklarıyla giriyor öykü dünyasına. Bu duyarlık onda çok belirgin kalın ve kaba değil. Olsa olsa sessiz derinden akan bir duyarlık. Zaman zaman bir erkek gibi düşünerek karşı duyarlıkları geliştirdiğini görüyoruz. Bir kadın yazarın erkek duyarlığını anlatmakta başarılı olması bir zaaf değil; tersine önemli bir başarı. Cinsiyetin kişiye giydirdiği özel duyarlıkları yıkmak genel duyarlıklara kulaç atmak yoğunlaşmak anlamına gelir ki bir yazar için önemli bir göstergedir bu. Yazarın kendi benindeki dar sulardan çıkarak geniş sulara açılabildiğini gösterir.
Esra Odman'ın öyküleri yapay ve kapalı ortamlarda yaratılmış ürünler gibi renksiz kokusuz değil. Yazılım ve yönelim alanları evin dört duvarlarıyla sınırlanamaz. Edilgin bireyci içe dönük kalıpları kırarak sokağa caddeye kalabalıklara açılan öykülerdir onlar. Hemen her şeye insan odağından gerçekliğinden ve sıcaklığından bakılır. Son derece "sahici" tabularını yıkmış içten doğal nsanlar buluruz onun anlatımlarında.
Odman'ın öykülerinde bir başka özellik "gerilim" öğesidir. Neredeyse tüm öykülerinde belli bir gerilim gözükür. Sonuç şaşırtıcı bir biçimde biter. Gerilimi olan ama gerilim üzerine kurulmayan bu öyküler biraz gizemli çağrışımları olan uçları açık bir bitişle sizi sarar; etkiler. Kâğıt üstünde biten öykü kafanızda bitmez uzun süre sizinle birlikte gezer. Hatta sizi öyküye ortak olmaya çağırır.