Francis Crick 28 Şubat 1953'te DNA'nın yapısını çözdüğünde şöyle demişti: "Hayatın sırrını keşfettik." Ancak bu sırrın ne olduğunu anlamamız uzun bir süre daha alacak yüzyılımızın en önemli bilim dallarından birisi genetik olacaktı.
İnsan genomu 23 çift kromozomdan oluşan bir pakettir. Matt Ridley bu paketi açıyor ve ortaya dökülen ama genetik dilinde yazılmış pek çok sırrı bizim anlayacağımız bir dile tercüme ediyor. İnsan genomunda "genetikçe" yazılmış bu "yazılar" aslında türümüzün biyolojik tarihinin kaydını başka bir deyişle otobiyografisini oluşturuyor. Kökenlerimiz evrimimiz doğamız ve zihnimiz hakkında çarpıcı bilgiler veren yazar Matt Ridley yepyeni soruların ve yepyeni cevapların eşiğinde bir kuşak oluşumuza dikkat çekiyor.
Genetik mirasımız kaderimiz mi? Yoksa genetik determinizm bir mitten mi ibaret? Bir katilin işlediği cinayetin sorumluluğu ailesindeki genlere yüklenebilir mi? Yoksa işimize gelmediğinde özgür irade sahibi olmaktan vazgeçmeye hemen hazır bir tür müyüz? Gen tedavisinden mucizeler beklememiz ne kadar gerçekçi?
Genom merak ettiğiniz bu ve benzeri pek çok soruya yanıt bulacaksınız.
Genom'u okudukça şempanzelerle genetik benzerliğimiz % 98 olması en azından bazılarımızın onuruna daha da dokunacak gibi görünüyor.