'Göz nuruna trahom vurmuş birine nasıl kör denirse yönünü güneşe dönmüş herkese de Kürt denirdi. Kürt'ün işi ise zordu. Azığında bir dilim ekmek fazla bulunsa bir türlü bulunmasa bir türlüydü. Yanınızda arkadaş olarak gazete kitap varsa işiniz iyice harap demekti.
Diyarbekir'de Şehmus'un korkulu düşü ne OHAL ne Özel Tim uzmanları ne de korucu başı zalim Dehak'tı. Onu asıl korkutan Almanya'dan tam dokuz milyar Türk Lirası sayılarak getirilmiş 'Frau Braun' adlı kurt köpeğiydi. Bu acayip köpeğin adı 'Eşkıya' olarak Türkçeleştirilmişti. Eşkıya da eşkıyaydı haa! Dendiğine göre saymakla bitmez hünerleri akıl almaznumaraları varmış. Kürtçe tek sözcük duymaya da dayanamazmış...'