Kamuda özel sektörde sivil toplum kuruluşlarında üniversitelerde siyaset arenasında medyada çokuluslu firmaların başında uluslararası ilişkilere yön veren hükümetler üstü kuruluşlarda onlar hep onlar yani erkekler var. Üst düzey yöneticiler onlar politikacılar onlar kanaat önderleri onlar. Ve onlara göre bu son derece doğal. Çünkü -yine onlara göre- kadınlar aşırı duygusal alıngan kaprisli eleştiriye tahammülü olmayan bencil ve dar görüşlü yaratıklar.
Peki o zaman kadın milletinden farklı olan- bu çok yetenekli soğukkanlı vizyon sahibi akıl küpü erkekler tarafından yönetilen dünyanın daha yaşanılası bir dünya olması gerekmez miydi? Yağmur ormanlarının yok edilmesi çocuk pornosu beyaz kadın ticareti uyuşturucu ticareti organ ticareti savaş planlarının hayata geçirilmesi küresel ısınma yolsuzluk rüşvet ve daha nicelerinin sorumlusu kim? Dar görüşlü kadınlar mı her alanda iktidar koltuğunda oturan ve bu koltuğunda oturan ve bu koltuğu kadınlara bırakmamak için elinden gelini yapan erkekler mi?
Bir gerçek var: Erkekler bu işi beceremiyor. Artık geleneksel iş-çalışma-hizmet dünyasındaki erkek egemenliğinin yani çağdışı eril yönetim anlayışının sonuna geliniyor. Şimdi sıra kadınlarda. Şimdi sıra Dişil Yönetişimde!
Uzun yıllar kamuda özel sektörde sivil toplum kuruluşlarında uluslararası kuruluşlarda
yıllarca üst düzey yönetici olarak görev yapan Dr. Müh. Sedat Özkol bu kitabında
başlangıçta kadınları erkeklerin gerisinde gören "eril bir yönetici" ikenDişil Yönetişime
neden ve nasıl döndüğünü gerekçeleriyle anlatıyor.