'Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel çekici arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.'
Andre Gorz sevgilisi hayat arkadaşı hayatının anlamı Dorine'e yazdığı mektuba bu sözlerle başlar. Anlamını tümüyle kavramak için aşklarının hikâyesini yeniden kurması gerektiğini söylerken bunun bir 'vaat' 'ömür boyu sürecek bir sözleşme' olduğunun altını çizmeye özen gösterir. Heyecanları mutlulukları ve sıkıntılarıyla elli sekiz yıl süren bir beraberliğin birlikte varoluş mücadelesinin hikâyesini duygusal olduğu kadar da düşünsel bir platforma oturtmaktadır. Evliliği bir burjuva kurumu aşkı da 'iki kişinin en az toplumsal olan alanda bir araya gelmesi' olarak değerlendirirken aşkında bir dinamiği olduğu değişken koşullara göre yönlendirip uyarlanabileceği gerçeğini keşfeder Dorine'le birlikte....
Gorz Marksizmi varoluşçu bir yaklaşımla benimsemiş kuramsal çalışmalarında özellikle yabancılaşma ve özgürlük konularına eğilmiştir. Kapitalizme özgü işbölümünü dünya kaynaklarının akıldışı kullanımını eleştirerek siyasi ekolojinin ve özgürlükçü sosyalizmin en önemli düşünürlerinden biri haline gelmiştir.
Hayatları boyunca yer yüzündeki haksızlıklar karşısında sessiz kalmayıp mücadele etmeyi seçen Gorz ve Dorine Dorine'in uzun yıllar süren acı verici onulmaz hastalığının ardından radikal bir karar almak zorunda kalırlar: kendi hayatlarına son verme haklarını kullanmak... Böylece yaşamda olduğu gibi ölümde de ayrılmayacak 'diğerinin ölümünden sonra yaşamak' zorunda kalmayacaklardır...
Her şey gibi aşk sevgi kavramlarının da içinin boşaltıldığı çabucak tüketildiği günümüzde bir umut hatta bir isyan çığlığı gibi karşımıza çıkıyor Gorz'un bu mektubu. Sarsıcı ve hatta yüreğimize işleyen bir çığlık...