Birilerine kızdığımız zaman "hayvanlık etme" diyerek o sevimli yaratıkları küçümseraşağılarız. Bunun bir ' haksızlık olduğu hiç aklınıza- geldi mi? Yaşantımızda özellikle de çocukluk evresinde .Hayvanları ne kadar çok sevdiğimizi düşünün. Bir aslanla fotoğraf çektirmek iri yari bir köpeğin başını okşamak bir muhabbet kuşunu evimizde beslemek bir atın sırtına binip yelelerinden tutmak yuvasını kendi ellerimizle yaptığımız bir gök dolusu güvercini gökyüzünün maviliklerine salmak ders çalışıp yorulduğumuzda bir akvaryumun önünde dinlenmek hayallere dalmak ne büyük mutluluklar vermiştir bizlere...Peki bu hayvanlarla ilgili hiç öykü yazdınız mı? Durup dururken neden yazayım mı diyorsunuz? Öğretmeniniz ödev verseydi yazacaktınız elbette ki. İşte ben durup dururken yazdım bu öyküleri. Hem de sizler için. Hem de müthiş bir heyecan duyarak tat alarak. Hepsi birbirinden sevimli duygulu öyküler oldular...İnanıyorum okurken sizler de benim kadar tat alacaksınız öykülerden. Bununla yetirinleyecek aynı zamanda her gün bozulan kirlenen doğamıza sahip çıkma o hayvanları koruma yaşatma bilincinizi duyarlılığınızı gelişeceksiniz. Bu öyküleri okuduktan sonra bir kaplumbağanın taşlarla kabuğunu kırmayacak bir serçeyi sapan taşıyla vurmayacak yaralı bir karganın acısını gidereceksiniz. Elinizdeki bir ekmek parçasını bir köpekle- kediyle paylaşmanın mutluluğunu duyacaksınız inanmayacaksınız belki yüreğinizde sürekli bir kuşun öttüğünü bile duyacaksınız. Kim bilir bunlara benzer öyküler kaleme kâğıda bile sarılacaksınız zz şey mi bunlar. İsterseniz deneyin. Öykülerin bir insanı ne kadar değiştirdiğini göreceksiniz.:.