Bediüzzaman üç farklı dönemi yaşadı;
Meşrutiyet dönemi.
Tek parti dönemi.
Çok partili dönem.
Osmanlı'nın son dönemleri ile Cumhuriyet'in kuruluşundan 1960'lı yılların başına kadar geçen süreçte yaşanan bütün değişim ve gelişmelerin merkezinde yer aldı Bediüzzaman. Hayatî önem arz eden hemen hemen bütün sorunlarda fikir beyan etti çözümler sundu.
Bediüzzaman'ı Bediüzzaman yapan asıl yönü ise aynı dönemlerde özelde Müslümanları genelde tüm insanlığı tehdit eden dinsizlik akımına karşı verdiği mücadeleydi. Materyalist düşüncenin fikir hayatını hâkimiyeti altına aldığı komünizmin en çılgın dönemini yaşadığı dünyanın en bunalımlı en karanlık en sıkıntılı günlerden geçtiği çok talihsiz bir zaman diliminde hayatını imanı kurtarma ve korumaya vakfetti. Dinsizlik akımına karşı tüm insanlığın ortak malı olan değerleri güzel haslet ve vasıfları güzel neticeleri kullanmaktan istihdam etmekten kaçınmadı.
Bediüzzaman Osmanlı'nın son döneminde Meşrutiyet'i neden ve nasıl savunmuşsa Cumhuriyet döneminde de Demokrasiye öyle destek verdi. Hayatının her döneminde Batı'nın yanlışlarını insanlığın başına açtığı felaketleri nasıl eleştirmişse Batı'nın ortaya koyduğu doğruları ve gerçekleri asla inkâr yoluna gitmedi iyi ile kötüyü ayırarak iyinin yanında yer aldı. Kavramlara ve kalıplara takılmadı. İnsanî kusur ve yanlışları ayıklayıp insanlığa daha fazla hizmet edebilecek maddî ve manevî yaralarını tedavi edecek çözümler sunabilecek hale getirdi.
Said Nursi AB ve Demokrasi isimli bu kitapta Bediüzzaman'ın Meşrutiyetten Cumhuriyete uzanan çizgide Demokrasiye olan yaklaşımı tüm detaylarıyla göreceksiniz. Bununla birlikte Bediüzzaman'ın tespitlerinden hareketle ülkemizin Avrupa Birliği üyeliği sürecine yönelik önemli yorum ve analizlere muhatap olacaksınız.